bugün
yenile
    1. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tanınmış bir rus anarşisttir. 1814-1876. anarşist düşünürlerin ilk kuşağının temsilcilerindendir ve “anarşizmin babaları” olarak anılan düşünürlerden biridir. ''hukuk, iktidarın fahişesidir.'' (bkz: insan toplum ve özgürlük) ''haydi, yıkıcı ve imha edici sonsuz ruha güvenelim, çünkü bu bilinmez ve sonsuz ruh, tüm hayatın kaynağıdır. yıkma güdüsü, aynı zamanda yaratıcı bir güdüdür.'' (bkz: tanrı ve devlet)
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "mülkiyet hırsızlıktır" diyen büyük insan. kendisi bir nevi anarşizm'in kurucusudur.
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazı noktalarda çelişsemde idöldür
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "hukuk, iktidarın fahişesidir."
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1814-1876 yılları arasında yaşamış olan düşünce adamı. rus anarşist. hemşehrisi olan kropotkin gibi bakunin de zengin ve seçkin bir aileden gelmiş olmasına karşın tüm zenginliği elinin tersiyle itmiş, anarşizmin sadece teori değil, eylem kısmıyla da ilgililenmiştir. hatta bir eylemi sonrası yakalanıp idama mahkum edilmiş, cezası ömür boyu hapse çevrildiğinde isviçre'ye kaçmıştır. bakunin, yıkıcılığın tek çözüm olduğunu düşünmüş, karl marx'ın aksine bir proletarya diktatörlüğü'ndense düzensizliği yeğlemiştir. çünkü ona göre her türlü iktidar, önünde sonunda monarşiye dönüşür ve insanın içinde var olan hükmetme sevdası, sonu gelmez bir kısır döngüye sebep olur. bakunin haklı mıdır? evet. çünkü onun tanrı ve devlet dahil tüm otoriteleri reddetmesi en insancıl olandır. diğer türlü hep bir rol yapma ve oylanma mevcut. *** aslında, bazen düşünürüm rusların ve fransızların neden inanılmaz bir aydın kesime sahip olduğunu. sonra geri dönüp baktığımda insanlık tarihi boyunca en dişe dokunur devrimlerden ikisini bu iki toplumun yapmış olduğunu görürüm. ancak bu devrimlerin (bkz: fransız ihtilali) ve (bkz: bolşevik ihtilali) temelleri entelektüel yönden o kadar doludur ki kropotkin öldüğünde hapisteki tüm anarşist mahkumların cenaze törenine katılıp sonrasında hepsinin hapishaneye geri dönmesi ve emile zola öldüğünde tüm işçilerin "germinal! germinal!" diye bağırması asla tesadüf değildir. çünkü her iki eylemde de o büyük düşünürlerin peşinden gidenler meselenin özünü anlamıştır. insana kanun koyucu ve otorite olarak sadece vicdanının yettiğini. şimdi tüm bunları az da olsa hizaya koyup düşündüğümde türkiye'de gerçek bir devrimin ne zaman olacağını tam kestiremiyorum. ki cumhuriyet de bir devrimdir! ama ümitliyim. çünkü bizim de tevfik fikret'imiz var. ismail hakkı tonguç'umuz! nurettin topçu'muz! inşallah bir gün bu insanlar her tc vatandaşı tarafından bilinecek, düşünceleri ise baştacı edilecek. işte o gün daha güzel bir ülke ve toplum bizi bekliyor olacak.